Bu Blogda Ara

8 Eylül 2016 Perşembe

Sonbahar Parfüm Önerisi:Marc Jacobs Decadence

Hayatımın Parfümü Marc Jacobs Decadence


Ben genellikle Marc Jacobs kokularından uzak duran, daha ziyade çantalarına ve aksesuarlarına tutkun biriyim. Ama bu parfüm beni can evimden vurdu. Daha önce Türkiye'de görmedim, gelmiş olabilir emin değilim. Barcelona'da tanışma imkanı buldum kendisiyle. Açık konuşmak gerekirse önce şişesiyle dikkatimi çekti ve şişesi bu kadar güzelse kesin kokusu berbattır gibi bir önyargıyla yaklaştım. Kokladığımda, çiçek kokusu ya da şekerli diye ayıramadığım, sanki her türlü güzel kokuyu içine hapsetmiş, bünyesinde toplamış gizemli bir parfümle karşılaştım. Tabiki dayanamayıp aldım, havaalanında 80 euro civarındaydı fiyatı.




Öncelikle bu güzel şişe tasarımına övgüler yağdırmak istiyorum müsadenizle. O altın zinciri, zümrüt yeşilinin siyahla birleşimi, yılan derisi görünümlü kapağı, o püskül!!! Küçük, zarif, lüks bir çanta resmen. Açıkçası kokusu kötü bile olsa sırf bu tasarım şişeyi makyaj masama koymak için alırdım. 




2015 yılında piyasaya sürülen bu parfüm aslında "floral" sınıfında yer alıyor ama tatlı/şekerli bir koku aynı zamanda. Koklayınca iştahımı açıyor resmen. Notaları belirteyim bu arada. Erik, safran ve süsenle açılış yapan parfüm, Bulgar gülü ve yaseminle orta notalara geçiş yapıyor ve alt notalarda amber, vetiver ve papirüs bulunuyor. Parfüme tatlılığı veren de süsen ve papirüs gibi gözüküyor. Ancak bu notaları parfümde ayırt etmek mümkün değil, öyle güzel harmanlanmış ki hangi nota hangisidir anlayamıyorsunuz.




Kalıcılığı inanılmaz, iki fıs sıkıp tüm gün kokusunu hissedebilirsiniz. Decadence, Marc Jacobs parfüm ailesinin en dişi, en yoğun, en iddialı, en ben buradayım diyen  parfümü. YSL Manifesto, La vie est belle tarzı kokuları sevenler mutlaka bunu da beğenecektir. 

Daha ne icatlar çıkarıp biz kadınların gözünü döndüreceksiniz merakla bekliyorum...


Saygılar Marc Jacobs!



6 Eylül 2016 Salı

Mervis'in hamilelik notları-4 / Hamilelikte isyeri hakları / bebek odası alısverisi






Merhaba,
Son zamanlarda eşimle yaşadığımız olağanüstü yoğunluk ve koşturmaca bana 2015 yılı düğün telaşemizi hatırlatıyor. Yine zamanın hızına yetişemediğimiz günlerdeyiz... Biliyorum, asıl bebek doğduktan sonra yaşanacak telaşenin kralı, yeter ki sağlıkla doğsun, biz çileli günlere razıyız:) Hem iş, hem ev, üzerine hamilelik zor oluyor, artık işe giderken zorlanmaya başladım, gece uykularım bölündüğünden uykusuz halde işe gidiyorum. Kadın olmanın en zor yanlarından biri bu olsa gerek... Ne kariyerinizden vazgeçmek istiyorsunuz ne de anne olmaktan... Etraf süper kadın olmaya çabalayan hemcinslerimle dolu. Bir taraftan işe gidiyor,bin türlü stresle mücadele veriyor, gününün en az 8 saatini orada geçiriyor, bir taraftan iyi bir eş, iyi bir gelin olmaya çalışıyor, evinin düzeni ve temizliğiyle, kendi bakımıyla ilgileniyor ve sonunda üstüne bir de annelik sıfatını üstlenince durum altından kalkılamaz hale geliyor. Hele İstanbul'da yaşıyorsanız durum daha da katlanılmaz oluyor, çünkü gününüzün büyük bir kısmı da trafikte geçiyor. Peki ülkemizde hamile kadının işyerinde yasal hakları neler? Bunlar yeterli midir? 



Hamilelikte Doğum İzni ve Yasal Haklar

 Doğumdan 8 hafta önce ve doğumdan 8 hafta sonra olmak üzere toplam 16 haftalık(4 ay) bir izin süresi var. Eğer doktor raporu alırsanız doğuma 3 hafta kalana kadar çalışıp, doğum sonrasına atabilirsiniz o süreyi. İyi hoş da peki son 3 haftaya kadar çalışmak ne kadar zordur, İstanbul trafiğinde köprü geçene ne çeşit bir işkencedir,fikri olan var mı? Neyse ki 6 aylık bir ücretsiz izin hakkı var ama ihtiyaç sahipleri, bebeklerine bakabilmek için ikinci bir maaşa muhtaç olanlar ücretsiz izin haklarını nasıl kullansınlar? Bir de işyerinin ne derece anlayış göstereceği de önemli bir mevzu tabi... Neyse fazla detaylara girmeyeyim, detaylı açıklamayı hamilelikte doğum izni adresine tıklayarak bulabilirsiniz. Sonuç olarak, size muhtaç bir bebeği 4 ayda eve bırakıp, ki emanet edecek birini bulmak da çok zor, işe dönmek çoook zor olacak. Ama bin bir emekle üniversite okuyup, üzerine yıllarca iş deneyimi kazandıktan sonra, evde oturup ev hanımı olmaya da insanın gönlü razı olmuyor kolay kolay... 

Bebek Odası Alışverişi/Erkek Bebek Odası Modelleri

Tatsız konuları bir kenara bırakıp, işin keyifli yanlarından bahsedelim. Sadece haftasonları müsait olduğumuzdan ve fazla teferruatlı olan alışveriş listesini zamana yayarak halletmek zorunda olmaktan ötürü tatilden döner dönmez hazırlıklara başladık. Malum son trimestere girmiş bulunuyorum... Alışveriş listemi internetten araştırarak oluşturdum. yenidoğan ihtiyaç listesi linkine tıklayarak fikir edinebilirsiniz. 

Öncelikle odasını kabaca planlayıp mobilyalarını almak istedik. Bizim ihtiyacımız olan kullanışlı bir gardrop, büyüyebilen karyola ve çekmeceli şifonyerdi. Bir çok arkadaşımın tercih ettiği İKEA'yı da gezdik ama aradığımızı bulamadık. Çareyi mobilya mağazalarını tek tek gezerek güzel bir takım siparişi vermekte bulduk. Öncelikle mobilyaları seçerken kanserojen madde içerip içermediğine, kalite standartlarına uygun olup olmamasına dikkat ederek seçtik. Sonra işlevselliği ve görüntüsünü de hesaba katıp en uygun mobilyayı seçtik. Duvar kağıdını da, Modoko'daki mağazaları gezip seçtik. Şimdi beklemedeyiz, sanırım ekime kadar hepsi teslim edilmiş olacak. Avize ve perdeleri hallettiğimde odanın iskeleti tamamlanmış olacak, internette araştırıp toparladığım bazı bebek odası dekorasyonlarından ilham alarak, inşallah zevkimize göre bir oda yapmış olacağız oğluşumuza. Bu görselleri sizlerle de paylaşmış olayım;












Yazımı tamamladıysam mis kokulu bir Türk kahvesini hakettim demektir.
Bir sonraki post'ta görüşmek üzere... He bu arada hala temizlik için eve yardımcı bulamadım. Aah annem ahh:)


M.


3 Eylül 2016 Cumartesi

Christian Dior Ürün İncelemelerim



Herkese merhaba!

Bu aralar hazır bebek odasını düzenlemeye başlamışken, giyim odama ve makyaj masama da el atıp, yeniden düzenlemeye karar verdim. Hepsini kategorize edip, sizinle paylaşacaklarımı ayrı ayrı planlıyorum. Sevdiğim ve sevmediğim, kullanıp bitirdiğim ürünleri önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşıp yorumlamaya çalışacağım zaman buldukça. Hafta içi işe gidip geliyor olduğumdan her boş anımı efektif kullanmaya çabalıyorum son zamanlarda. Umarım sizler de bu yazıları keyifle okur, beni mutlu edersiniz.

Bu yazımda kullandığım bazı dior ürünleri paylaşmak istiyorum...
Daha önce BB Krem ve Renkli Nemlendirici Önerilerim yazımda Dior'un bb kreminden bahsetmiştim, bu sebeple sadece resme dahil etmek istedim.

Dior Vernis Oje/715 Dune



Bu ojenin rengine bayılarak aldım, bir de Dior ojelerini denemek ve sizlerle paylaşmak istiyordum ama açıkçası kalıcılığı konusunda beni hayal kırıklığına uğrattı.Tek katta yoğun bir renge ulaşmanız mümkün değil, bu kabul edilebilir bir şey belki ama ertesi gün uçlarından çıkmaya başlaması beni çok şaşırttı açıkçası. Bu ojenin fiyatı 98 lira civarındayken böyle bir eleştiri yapıyor olmam inanılır gibi değil. Tek güzel tarafı fırçasıydı, kolay sürülebilen bir dizaynı var. Denemek isterseniz geniş bir renk skalası var. Belki siz memnun kalırsınız...

Dior 298 Beige Indecise Ruj


Bu ruju gördüğünüz üzere o kadar çok kullanmışım ki kısa sürede yarıya inmiş. Koyu göz makyajıyla inanılmaz yakışan kremsi yapıda, nude tonlarda bir ruj. Özellikle kış aylarında genellikle makyajımı gözlerde yoğun, dudaklarda doğal tonlarda tercih ettiğimden vazgeçilmezim oldu diyebilirim. Sevil'de bu ruju alırken, Jennifer Lopez makyajında sık kullanıldığını, bu yüzden çok meşhur olduğunu söylemişti ki Jennifer makyajı meşhurdur bilirsiniz. Kalıcılığıyla, dudağımı kurutmayan yapısıyla kendini sevdirdi. Sanırım bitince tekrar alacağım. Fiyatı ise 130  lira civarında.

Dior Addict Fluid Stick 551 


Bir diğer favorim olan bu likit ruj yapış yapış bir his vermiyor ve benim pek beğendiğim turuncuya dönük bir renge sahip. Likit ruj ile parlatıcı arası bir yapısı var, pigmentasyonu oldukça kuvvetli, rengini yoğun şekilde veriyor. Bu renk tam bir yaz rengi olduğundan tercihim oldu. Kullanımı çok kolay, 2 kat sürmeniz yeterli yoğunluğa ulaşmanızı sağlıyor, bu bakımdan çantaya atıp taşınacak pratik bir ürün olmuş. Bir de dudaklarımı nemlendirdiğini hissettim. 3 saate kadar da kalıcılığını koruyor.  Ambalajı bir tasarım harikası bence, fena halde cezbediyor insanı. Sanırım diğer renklerine de göz koyacağım. Kampanya durumuna göre fiyatı 100-130 lira arasında değişiyor.

Dior Addict 745 New Look Lipstick

 

Yine aşık olunası ambalajıyla Dior Addict baş üyesi bu ruj, coral red (mercan kırmızısı) tonunda, günlük olarak kullanabileceğiniz bağırmayan bir renk. Ve bence kremsi yapısıyla, çizgilere dolmadan yoğun renk vermesiyle son derece tatmin edici. İçinde hafif ışıltılar var ama belli belirsiz olduğundan bakınca anlaşılmıyor. Çok kalıcı değil ama açıkçası ben buna çok takılmıyorum çünkü gün içinde sık sık tazelemek yapısından ötürü zorluk çıkarmıyor. Fiyatı şuan Sevil'de kampanyalı olduğundan 113 lira, normalde 135 lira gibi bir rakama satılıyor.

Dior Addict Sparkling Ultra Lipgloss


Bu lipgloss tam bir tatil vazgeçilmezi. Yanık teninizi bir rimel ve parlatıcıyla tamamlayıp sokağa çıkmak isterseniz ideal ürün budur, İçinde küçük simleri var, çok güzel bir parlaklık ve pembelik veriyor dudağa. Aynı zamanda ıslak bir görünüm ve dolgunluk sağlıyor. Dilerseniz herhangi bir rujunuzun üzerine de dolgunluk vermesi için kullanabilirsiniz. Bu lipgloss sanırım kullandığım en kalıcı ve en yoğun parlaklık sağlayanı kullandıklarım arasında. Fiyatı yanılmıyorsam 100 lira civarında. Benim elimdeki tester olduğundan küçük ambalajlı.

Bu dudak ürünlerini bir de bileğimde deneyerek göstermek istedim size. Soldan sağa, addict lipgloss, addict fluid stick, addict ruj ve rouge Dior Beige Indecise renklerini görebilirsiniz. Sadece tek kat sürdüm, iki kat sürdüğünüzde çok daha yoğun bir renk veriyor.


DiorSkin Poudre Libre Loose Powder/Transparent Deep 003



Önce Loose Powder yani trasparan pudra nedir onu açıklığa kavuşturalım. Transparan pudra cilt makyajını sabitler, kurular ve yapışkan dokuyu alır. Böylece makyajın ömrünü uzatıp, çok daha güzel gözükmesini sağlar. Makyaj yaptıktan bir süre sonra cildiniz parlamaya başlıyor ve makyajın yapısı bozuluyorsa transparan pudra kullanmanız gerekiyor demektir. Transparan pudralar makyajın rengini sanılanın aksine bozmaz ya da beyazlatmaz. Benim cildim karma bir yapıya sahip olduğundan T bölgem yağlanma yapabiliyor bir süre sonra. Tenim de altın alt tonlu bronz tonda olduğu için Dior'da 3 numarayı tercih ettim. Ambalajı oldukça ağır yanımda taşımıyorum, zaten bunu, özel günlerde, makyajımın kalıcı olmasını istediğim zamanlarda kullandığımdan yanımda taşımama gerek kalmıyor. 

Ürünün bu tatlış pudra süngerini hiç kullanmıyorum, geniş bir fırçayla uygulamak çok daha kolay oluyor. Eğer gözaltı kapatıcımın kalıcı olmasını istiyorsam da mutlaka bununla sabitliyorum.


Dior ürünleri genel anlamda beni memnun etti ama fiyatları yüksek derseniz de sizin için daha uygun fiyatlı ürünleri yorumluyor olacağım sıklıkla.

Umarım yazımı beğenmişsinizdir, lütfen yorumlarınızı, eleştirilerinizi eksik etmeyin. Ben ev dekorasyon işleriyle boğuşmaya devam ederken, Aşk'la kalınnn:))